Çok değişik modern ve güzel N ile başlayan kız isimlerini siz anne ve baba adayları için paylaştım umarım faydalı olmuştur. N ile başlayan erkek isimleri, çift isimli erkek bebek isimleri, çift isimli kız bebek isimlerinide blog yazılarımızın içinde bulabilirsiniz.

N İle Başlayan Kız İsimleri

Nabia: Fışkıran, akan
Nabite: Yerden filizlenen, yetişen
Nabiye: Yüksek, yüce, şerefli, ulu. Haber getiren.
Naciye: Necat bulan, kurtulan, selamete eren.
Nadide: Az bulunan, görülmemiş.
Nadime: Tövbe eden, pişmanlık duyan.
Nadire: Çok az bulunan
Nafia: Faydalı.
Nadiye: Sudan uzak, hurma ağacı. Seslenen, bağıran, nida eden.
Nafile: Ganimet, mal, bağış, ihsan. Boşa giden.
Nafize: Nüfuz eden, işleyen, sözü geçen. İçe işleyen, tesir eden.

Nagehan: Birdenbire, ansızın.
Nağme: Güzel ses. Uyumlu ezgi. Nota.
Nahide: Yeni yetişmiş kız. Venüs gezegeni. Çoban yıldızı.
Nahile: Huy, tabiat, mizaç.
Nahire: Ayın ilk günü, ya da son gecesi.
Naibe. Vekil olan, temsil eden.
Naile: Muradına eren.
Naime: Nimetler ve bolluk içinde nazlı büyütülmüş.
Naire: Sıcak, ateş, alev.
Nakibe: Akıl, ruh.
Nakile: Nakleden, getirip götüren.
Nakiye : Temiz, pak. Cennet kati.
Nakşidil: Gönül süsü.
Nalan: İnilti.
Nale: İnilti, inleme.
Nalezen: İnleyen.
Name: Mektup. Sevgiliye yazılan yazı.

N

Namika: Yazıcı, katip, yazar.
Namiye: Yerden bitme, büyüyüp gelişme.
Nardan: Gözyaşı damlaları. Nar taneleri.
Nardane: Nar tanesi.
Nardin:Tepesinde tek çiçek açan, çayırlarda yetişen bir çeşit, sümbül.
Nareva: Reva olmayan, yakışıksız.
Nargül: Ateş renginde, kırmızı gül.
Nariyye: Nar ile nara ait. Ateşten tutuşup yanan şey.
Narin: ince yapılı.
Narsultan: Ateş sultan
Nasıra: Yardımcı, yardım eden. İmdada koşan,
Nasibe: Birinin clde ettiği şey, bisse, pay. Allah’ın kismer
ettiği. Nişan için yollara dikilen taşlar.
Naşad: Şad olmayan, hüzünlü, üzüntülü.
Naşide: Şiir okuyan, şiir yazıp söyleyen.
Naşire: Neşreden, yayan, dağıtan.
Natika: Konuşan, söyleyen, bildiren. İdrak eden,
Naz: İşve, kendini beğendirmek için yapılan işveli hareketler
Nazafet: Paklık, temizlik, arılık.
Nazan: Nazlı.
Nazende: Nazlı, edalı.
Nazenin: Çok nazlı, cilveli, narin yapılı. Nazlı büyütülmüş.
Nazgül: Nazlı gül. Naz eden gül yüzlü.
Nazıdil: Gönül nazı, gönül cilvesi.
Nazıme: Dizi dizi. Sıralanan. Tanzim eden, düzenleyen. Düzene koyan, şiir yazan.
Nazıra: Nazar eden, nezaret eden, bakan. Gözleyen.
Nazife: Temiz, pak, nazik.

Nazik: Saygılı, terbiyeli
Nazike: ince, zayıf, kibar, terbiyeli
Nazile: Yukarıdan inen
Nazire: Örnek, karşılık. Benzetmek için yapılan
Nazlan: Nazlı ol.
Nazlı: Naz yapan, cilveli
Nazlıgül: Naz eden gül yüzlü.
Nazmiye: Vezinli, kafiyeli söz. Sıraya koyma. Dizme. Düzenleme.
Nazra: Bir tek bakış.

N

Nebahat: Şanlı, şerefli.
Nebalet: Akıllılık, ululuk, cömertlik.
Nebha: Yüksek beyaz yer.
Nebihe: Şanlı, şerefli.
Nebile: İyi huylu, zeki ve onurlu.
Nebiye: Çağıran, müjde veren, haber getiren.
Necibe: Temiz soylu.
Necile: Asil, soyu temiz.
Necla: Soy, nesil, kuşak.
Necmiye: Yıldızla ilgili
Nedime: Sohbet arkadaşı. Samimi dost.
Necva: Yüksek.
Neda: Nem, ıslaklık, çiy.
Nedret: Az bulunan
Nedve: Görüşme, konuşma.
Nefaset: Nefislik, hoşluk, kıymetlilik,
Nefise: Çok beğenilen, pek güzel.
Nehar: Gündüz
Nehir: Akarsu, rmak, büyük dere.
Nekibe: Belirsiz.
Nema: Çoğaltma, arttırma, büyüme, uzama. Faiz.
Nemika: Güzel yazı, mektup, yazılı kağıt. Süslü elbise
Nemire: Dişi kaplan. Yün kaftan.
Nergiz: Papatyaya benzeyen güzel kokulu bir çiçek. Güzel gözlü.
Neriman: Kahraman, yiğit yürekli
Nermin: Yumuşak, merhametli.

N

Nesibe: Soyu temiz
Nesime: Hafif rüzgar. Alçak gönüllü insan.
Nesire: Kuyu toprağı.
Nesligül: Gül soylu, güzel ve güler yüzlü soylu.
Neslihan: Soylu, asil. Han soyundan.
Neslişah: Hükümdar, şah soyundan.
Nesrin: Yaban gülü.
Nese: Sevinç, gönül hoşluğu.
Neşecan: Neşeli can
Neşegül: Neşeli güler yüzlü.
Neşenur: Neşe kaynağı nur yüzlü.
Neşever: Neşelendir, şenlendir.
Neşide: Şiir, manzume, özlü söz, Ezgi, nağme.
Neşita: Bir şeyin aranmadan bulunması. Savaşa giderken bulunan ganimet.
Neşve: Sevinç, kıvançlı olma, şen olma.
Neva: Ses, ahenk.
Nevade: Oğul veya kız evladın çocuğu. Torun.
Neval: Talih, kısmet.
Nevbahar: İlkbahar.
Nevbar: Turfanda çıkan meyve.
Nevfer: Nilüfer çiçeği.
Neygül: Yeni, taze gül.
Nevide: İyi, sevinçli haber.
Nevin: Yeni, çok yeni.
Nevinur: Işık, renk. Yeni nur, yeni ışık.
Nevinur: Ağaç çiçeği. Parlaklık, ışıltı.
Nevnida: Yeni seslenir.
Nevnihal: Taze fidan, yeni filiz.
Nevra: Yenlik, parlaklık. Çiçek.
Nevred: Dolaşan, gezen, yol açan.
Nevres: Yeni doğmuş, genç, taze.

Nevreste: Yeni yetişen, yeni biten
Nevriye: Parıltılı, aydın.
Nevruz: İlkbaharın başlangıcı. Yeni gün.
Nevruzgül: Bahar günü doğan gül yüzlü.
Nevvare: Nurlu, aydın, aydınlık.
Neyelan: İsteğe ulaşma, arzulanan şeye kavuşma.
Neyyire: Güneş, işıklı, nurlu cisim.
Nezafet: Temizlik, paklık. Pakize.
Nezahat: Temizlik, ahlak temizliği.
Nezaket: Kibarlık, incelik, nazik ve görgülülük.
Nezihe: Ahlakı temiz
Nezire: Allah’a adanmış. Doğru yola iletmek için korkutan.
Nezzare: Nezaret eden. Vekil olan. Seyreden, bakan, gözleyen.

N

Nida: Seslenme, çağırma.
Nigah: Bakış, bakma.
Nigahban: Bekçi, gözcü, gözleyen.
Nigar: Güzel, güzel yüzlü. Resim, resim gibi güzel.
Nihal: Taze, ince ve düzgün yapılı.
Nigar: Yeni yetişmiş, fidan. Döşenecek yer, döşeme.
Nihan: Gizlenmiş, gizli. Sir sahibi.
Nihavend: Müzikte bir makam.
Nihayet: Son, sonunda, sonuç.

Nikab: Örtü, peçe, yüz örtüsü.
Nikan: İyiler, güzellikler
Nikbin: İyimser. İyilik bekleyen, herşeyi iyiye yorumlayan.
Nil: Çivit otu. Kuzeydoğu Afrika’da büyük bir ırmak.
Nilay: Lacivert ay. İki nehir.
Nilgün: Lacivert gözlü güzel. Güzel günler dileyen.
Nilhan: Lacivert gözlü soylu güzel.
Nilüfer: Durgun sularda yetişen çiçek.
Nimet: İyilik, yiyecek, rızık.
Nimruz: Yarı gün, öğle. Günün yarısı.
Nisa: Kadın, kadınlar.
Nisan: Bahar aylarının ikincisi.
Nisar: Serpmek, saçmak.
Nisangül: Nisan ayında doğan gül yüzlü.
Nişan: Alamet, iz, belirti, işaret. Fermanlardaki tuğra.

N

Nuhbe: Herşeyin seçkini, iyisi, güzide.
Mukave: Temizlik, paklık.
Nur: Işık, aydınlık, parlaklık.
Nural: Aydınlan, bilgi ve ışık al. Işığınla aydınlat.
Nuralem: Evrenin nuru, alemi aydınlatan ışık.
Nuran: Nurlar, ışıklar.
Nuray: Ayın nuru, bereketi, ışığı. Işık saçan, aydınlatan ay.
Nurayşe: Nurlu, ışıklı Ayşe.
Nurbanu: Nurlu hanım.
Nurcan: Nurlu yaşayan
Nurcihan: Cihanın nuru, dünyanın ışığı.
Nurçin: Işık toplayan, nur toplayan.
Nurdal: Nurlu dal
Nurdan: Nur tanesi, nurdan, ışıktan yaratılmış olan,
Nurdanay: Nurdan yapılmış, nur gibi ay.
Nurdane: Işık tanesi.
Nurdil: Nur gibi ışıklı, aydınlık doğan.
Nurdoğan: Doğumuyla dünyaya nur, ışık getiren.
Nurefşan: Ortalığı ışıkla dolduran, aydınlık veren, nur saçan.
Nurel: Nurlu el, eli uğurlu olan.
Nurfer: Parlak ışık
Nurfidan: Zarif ve aydınlık. Taze ve pırıl pırıl.
Nurgönül: Gönlü aydınlık.
Nurgül: Nurlu, ışıklı gül.
Nurgün: Işıklı gün, bütün hayatın ve günlerin en parlak, en uğurlu günü.
Nurhan: Nurlu, ışıklı, han soyundan.
Nurhayat: Nurlu, aydınlık hayat.
Nurhilal: Çok ışık saçan ay, nurdan yapılmış yay gibi ay.
Nurışık: Bol ışık, aydınlık.
Nurinisa: Nurlu kadın.

Nuriye: Nurlu, aydınlık
Nurlan: Aydınlan, parla, nurlu ve bahtiyar ol.
Nurmah: Nurlu ay
Nurluay: Parlayan ay
Nurmelek: Nurlu, melek huylu.
Nursaç: Nur, ışık saç.
Nursal: Nur, ışık sal. Nurdan yapılmış.
Nursel: Işık seli. Esenlik ve aydınlık getiren.
Nurseli: Işık demeti.
Nursema: Işıklı gökyüzü.
Nursen: Nur, ışık ve mutluluk getiren.
Nurser: Nurlu, aydınlık insan.
Nurseren: Nur gibi aydınlık, nur sütünü, ışık sütunu.
Nursev: Nuru, ışığı sev.

N

Nursevil: Nur gibi, ışık gibi herkes seni sevsin.
Nursim: Gümüş gibi parlak ve aydınlık.
Nursima: Aydınlık ve ışıklı yüz.
Nursine: Parlak, aydınlı yürek.
Nursan: Nurlu, aydınlık, ün sahibi.
Nursu: Nurlu, berrak su
Nursun: Aydınlıksın, nur gibisin.
Nurşah: Nur yüzlülerin şahı, güzeller güzeli.
Nurşen: Neşeli insan. Işıklı, güler yüzlü kimse.
Nurtane: Biricik, nurlu insan.
Nurtek: En iyi nur, nur gibilerin içinde tek olan.
Nurten:Teni nurlu, parlak tenli.
Nurver: Çevreni nurlandır, aydınlat.
Nurveren: Etrafını ısıtan, aydınlatan, nurlandıran,
Nurzen: Nurlu, Işıklı kadın.
Nurzer: Altın gibi parlayan ışık.
Nüceba: Cömert, lütuf ve keremi çok.
Nüfaze: Ağaç veya başka bir şeyin silkelenmesi ile düşen meyve.
Nühüfte: Saklı, gizli
Nükhet: Koku.
Nümude: Görünmüş, gösterilmiş, gözükmüş.
Nüsafe: Buğdaydan ayrılan saman.
Nüsare: Saçılan şey.
Nüve: Çekirdek. Bir şeyin özü.
Müveyre: Parlak, küçük şey.
Müvide: Müjde.
Nüzfe: Az, cüzi.
Nüzhet: Neşe, eğlence. Gönül hoşluğu.

Kaynak: Ömer Gencer